Ana SayfaDekorasyonEv DekorasyonÇağdaş ve Net Çizgiler

Çağdaş ve Net Çizgiler

Studio Barbo imzası taşıyan proje, şehrin içinde sanatı ve doğayı kucaklayan bir iç tasarım anlayışı ile kurgulanmış. Minimal ve zamansız bir stili yansıtan evin en dikkat çeken özelliği ise, birlikte vakit geçirmeye önem veren dört kişilik ailenin yaşamlarıyla uyumlu mekânsal düzenlemelere sahip olması.

Hazırlayan: Işıl Karahanoğlu

Fotoğraf: İbrahim Özbunar

Studio Barbo ile eski konutlarının tasarım ve uygulamasında çalışan ev sahipleri, taşınma kararı alınca öncelikle mimarlık ekibine haber vermiş. Bu değişimin temel sebebi, ailenin dubleks bir evden daha kullanışlı buldukları tek katlı geniş bir plana geçme istekleriymiş. Böylelikle gene aynı semtte, merkezi bir konumda olmasına rağmen, yeşil alanlara ve sosyal imkânlara sahip bir siteye geçmişler. 250 m2 ’ye yayılan projeye başlandığında, 32 yıllık bir ev olması sebebiyle elektrik ve sıhhi tesisatlar yenilenmiş. Ayrıca, dış çeperi ve taşıyıcıları hariç tüm bölücü duvarları yıkılarak, ev sahibinin ihtiyaçları doğrultusunda planlama baştan yapılmış.

Studio Barbo’nun kurucusu Bora Özdemir, proje için yapılan toplantıda belirlenen isteklerin beş ana maddeden oluştuğunu anlatıyor. Listenin en başında bulunan aydınlık ve ferah yaşam alanları için kat yüksekliği artırılmış ve tavan düşmeleri minimumda kullanılmış. Aynı zamanda, evin eski halinde bulunmayan VRV tipi soğutma sisteminin cihazları da aile bireylerinin gündelik hayatlarını geçirmedikleri alanlara konulan düşmelerde saklanmış. Ailenin ikinci arzusu, evin geniş ve kesintisiz bir plana sahip olmasıymış.

Mutfak, antre, salon, koridor gibi alanları birbirinden ayırırken göz temasını koruyan mimari elemanlara başvuran mimar Özdemir, “Antre, salon ve mutfak arasındaki geçişlerde siyah taklar kullanarak bu alanlara vurgu yaptık. Antre ve koridor arasındaki geçişe ise, nervürlü camdan sürgülü bir kapı tasarlayarak, mekânlar arasındaki ışığı maksimuma çıkardık,” diye anlatıyor. Diğer yandan, ev sahipleri mevcut yerleşim planının tamamen değiştirilmesini istemişler. Özdemir, evin planının iki ana işleve göre ayrıldığını açıklıyor; “Operasyonel alan olarak adlandırdığımız yardımcı yatak odası, çamaşır odası, mutfak ve kiler alanı ve ailenin yaşam alanı olarak belirlediğimiz salon, ikinci mutfak, antre, misafir tuvaleti, çalışma odası ve yatak odaları.”

Operasyonel alanlara da, salona entegre olan ikinci mutfaktan gizli bir kapı ile geçiş sağlanmış. Dördüncü istek doğrultusunda ise, her aile bireyinin yatak odasına bir banyo eklenmiş. Son olarak, site içerisinde yeşilliğe açılan odaların ve salonun, manzarayı maksimum düzeyde yakalayacakları şekilde kurgulanmasına önem verilmiş.

Özdemir, evdeki malzeme tercihlerindeki en belirleyici unsurun aydınlık bir mekân yaratmak olduğunu söylüyor. Bu doğrultuda, parkede açık renk meşe, mermerde honlu Wooden Light Serpeggiante tercih edilmiş. Mobilyalarda ise duvar ve parke rengine yakın bir meşe kaplama üzeri cila kullanılmış. Bunun dışında renkleri vurgulamak istedikleri alanlarda ve öne çıkarmak istedikleri parçalarda kullanmayı tercih etmişler. Örneğin, ahşapta siyah renk, mermerde Elazığ vişne kullanarak bir kontrast yakalamışlar. Aydınlatma seçimlerini yaparken, Barbo Design her mekân için ev sahiplerine yaşam senaryoları oluşturarak ilerlemiş. Genel aydınlatmalar dimmerli spotlarla sağlanırken, ambiyans aydınlatması için lokal çözümler kullanılmış.

Sanat eserlerini sonradan eklenen bir aksesuar olarak değil, mekânı bütünleyen bir parça olarak ele alan Studio Barbo ekibi, mekânın tasarım aşamasında eserlerin konumlarını, malzeme ve renk ile kurdukları ilişkiyi kurgularken, gerekli etkiyi yaratmak için de yönlendirmeli spotları tercih ettiklerini anlatıyorlar. Ev sahipleri, kendi yatak odalarında giyinme odası ve banyo ihtiyacının da çözümlenmesini istemişler.

Özdemir, büyük bir odada küçük alanlar yaratmak yerine, sadece banyoyu ayırarak, giyinme odası ve yatak odasını bir arada çözümlemeyi tercih ettiklerini söylüyor: “Yatağın yönlendirmesinde, manzarayı kendimize referans aldık. Yatak başı, giyinme ve yatak alanı arasında geçirgenliği ve mekândaki ferahlığı korurken, aynı zamanda ihtiyaç duyduğumuz bölme işlevini de gerçekleştirdi.”

Çocuk odalarında ise, hayatları boyunca kullanabilecekleri zamansız bir tasarım hedeflenmiş. Odaların tasarımı belirlendikten sonra, kumaş ve renk seçimleri ailenin 7 ve 10 yaşındaki çocuklarına bırakılmış. Böylelikle, ailenin tüm ihtiyaçlarını tek bir katta çözümleyen Studio Barbo ekibi, aynı zamanda, günümüz ev düzeninde ailelerin genel bir sorunu olan görsel ve fiziksel parçalanmışlığı da yok etmiş. Birlikte vakit geçirmekten keyif alan aile üyelerinin mekânlar arasında birbirleriyle ilişkilerini bölecek herhangi bir müdahaleden kaçınılarak, tek bir alanda bütünlük ve akış sağlanmış.

Studio Barbo’nun kurucusu Bora Özdemir

SON YAZILAR

BENZER YAZILAR