Ana SayfaDekorasyonMücevherin içinde

Mücevherin içinde

Ulus’un Boğaz’ı gören tepelerinden birinde konumlanmış Savoy Evleri’nde ikon tasarım parçalarından ve neredeyse tamamı özel tasarım mobilyalardan oluşan evde, Gülşah Cantaş’ın imzası var.

 

Hazırlayan Gökçe KARAMAN Fotoğraf Engin PULAT

 

İçeri adımınızı attığınızda sizi doğal mermer dokuları, temiz ve sakin bir şıklık ve naif ahşap parçalarla karşılayan bir evde, olumsuz herhangi bir şey düşünmek ne mümkün! Savoy Evleri içindeki dairede tam da bu his doluyor içinize. Pirinç ve altın detaylarla göz kamaştıran evde gözü yoran hiçbir detay yok. Evin mimarî ve iç mimarî çalışmaları, Kontra Mimarlık’tan Gülşah Cantaş’a ait. Ev sahibiyle yakın arkadaş olan Gülşah Cantaş, zevkleri birbiriyle neredeyse tamamen uyumlu iki kadının gücüyle evin son halini aldığını anlatıyor: “Yakın arkadaşım olan ev sahiplerinin bohem-şehirli bir hayatı var. Uzun yıllar yurt dışında yaşamış çift için, çocuklarıyla birlikte İstanbul’da kurdukları yaşam çok önemliydi. Evlerinin modern ve kendileri gibi eğlenceli bir yüzünün olmasını istemişlerdi. Ben de bu projeye o pencereden baktım.” Evin girişinde mümkün olduğunca az ürün ve eşya kullanılmış. Hemen kapının solunda kalan kelebek formundaki tablo, Türker Art’tan alınmış ve Burcu Bulak imzalı. Antredeki konsol ise Gülşah Cantaş tasarımı. Koridorun devamındaki üç fotoğraf ise Lumas Photography’den alınmış ve her biri ana teması kadın olan fotoğraflar. Kapalı mutfağı Amerikan mutfağa dönüştüren Gülşah Cantaş, bu alanı, ceviz ağacından yapılmış ve buzlu camla tamamlanmış sürgülü kapılarla kurgulamış. İsviçre’den özel olarak getirtilen ray sistemleri sayesinde mutfağı gerektiğinde salondan ayırmak da mümkün. Mutfağın ada bölümü ve üzerindeki askı, Gülşah Cantaş tasarımı. Tabureler ise Galata’dan alınmış. Salon bölümünde ise mobilyaların neredeyse tamamı Kontra Mimarlık tasarımı ve bu ev için özel olarak üretilmiş. İki ayda tamamlanan mobilya tasarımları arasında; koltuk takımları, masif ceviz orta sehpalar, mermer yan sehpalar, televizyon ünitesi, puflar, yemek masası ve sandalyeler bulunuyor. Her bir ürünün tasarımı için kendi bakış açısını hareket noktası olarak alan mimar, ev sahibinin bu konuda her türlü kararı kendisine bıraktığını söylüyor. Salonun favori parçalarından olan ipek halı, Step’ten. Evin genelinde kullanılan mermerler, Carrara. Normalden alçak olan tavanlar için ise farklı bir çözüm üretilmiş. Krema gibi bir panel tavan yapan Gülşah Cantaş, alanın merkezine konumlandırılan doğrudan aydınlatma yerine eşit dağıtılmış çerçevesiz spotlar kullanmayı tercih etmiş. Bu uygulama ile perde bölümünün tavanla bağlantıları gizlenmiş ve çok daha temiz bir görünüm sağlanmış. Perdeler My Wallpaper markasına yaptırılmış; yumuşacık bir keten kumaşa sahip. Hâlihazırda evin camlarının ön bölümlerinde hareket edebilen panjur paneller olduğu için perdeler daha çok fon olarak kullanılmış. Yaklaşık sekiz ayda biten ev, mimarının ince zevkini her köşede hissettiriyor. Farklı boylarda yine mat cila ile tamamlanmış ceviz ağacından üç orta sehpa, Gülşah Cantaş’ın bu ev için tasarladığı ürünlerden. Tavanı alçak bir daire olduğu için mobilyalar mümkün olduğunca alçak tasarlanarak mekânı daha ferah göstermek amaçlanmış. Sehpa üzerindeki gümüş malzemeli aksesuar, Georg Jensen’e ait bir tasarım. Altın ve parlak üç farklı boydaki kuş figürleri ise Beymen Home’dan seçilmiş. Seperatörün bulunduğu bölüm, aslında bir kirişten ibaretmiş. Bu haliyle kullanışsız olacak olan bu alanda, Gülşah Cantaş bir şömine bölümü oluşturmaya karar vermiş. Zeminde kullanılan mermeri kirişin sağ tarafında devam ettirilip şömine yerleştirilmiş. Şöminenin üzerine de ince ve parlak pirinç sütunlar yerleştirilerek salon televizyon bölümden ayrılmış ve aynı zamanda tek başına bir kiriş görünümünden kurtarılmış. Ev sahibi ise kirişin olduğu bölümü hareketlendirmek için İspanyol sanatçı Carlos Aires’e ait bir çalışma kullanmış. Gold Vinyl Edition’dan Let’s get Lost V isimli çalışmanın içinde kurukafa ve altın plak figürleri bulunuyor. Bu açıdan evin ruhuna sinen müzik sevgisini ve altın materyal kullanımını da desteklemiş. Televizyon izleme bölümünde bir duvar boydan boya televizyon ünitesi ve kitaplık olarak kurgulanmış. Bu bölümün tasarımı da Gülşah Cantaş’a ait. Seletti’nin cam aksesuarı Assouline’den kitaplara, Serdar Gülgün tasarımlarından Tom Dixon’a, Daum Missoni tasarımlarından Alessi marka ürünlere kadar her biri tasarım harikası parçalar rafları doldurmuş. Diğer duvarda alçak bir büfenin üzerine yerleştirilmiş büyük tablo ise Nilüfer Yıldırım imzası taşıyor. Bu bölümde siyah materyaller daha yoğunlukta kullanıldığından, tablo da bu renklerle uyum sağlamış. Yemek masasının bulunduğu bölümde, duvardaki tablo mekânın tüm akışını değiştiriyor. Kadın figürlü tablo, sanatçı Aslı Oganer imzasını taşıyor. Beauty and the Beast koleksiyonundan Dream I isimli yağlı boya çalışma, altın donelerle birleştiğinde mekâna daha feminen bir görünüm katmış. Gülşah Cantaş tasarımı ayakları pirinç masa ve sandalyeler, mat cila ile tamamlanmış ceviz ağacından yapılmış. Ev sahibinin evdeki aksesuarların tamamını toplaması iki yılı bulmuş. Dekorasyon odaklı bir iç mekân tasarımından çok, anılardan ve seyahatlerden biriktirilen duygularla yoğrulmuş yaşayan bir atmosfer yaratmak amaçlanmış. Ev sahipleri, bu nedenle, her gittikleri yerden o seyahati hatırlatacak ve sıra dışı görünecek parçalar toplamaya özel bir önem vermiş. Gülşah Cantaş’ın yakın arkadaşı olan ev sahibi, evinin bu hale gelmesinde doğru enerji ve uyuşan zevklerin önemli bir rolü olduğunu söylüyor. Yatak odasının kapıya bakan duvarındaki ve yatağın tam üzerindeki üç siyah beyaz fotoğraf, ev sahibinin yine Lumas Photography’den satın aldığı ve fotoğrafçı Michel Compte’un çektiği fotoğraflardan. Bu fotoğraflarda başrolde Kate Moss var. Yatak odasında, yatağın hemen karşısında sürgülü kapılarla ayrılan çalışma odası bölümü, yatağın karşısındaki televizyonla çok daha işlevsel bir hale getirilmiş. Çalışma masasının yanındaki lambader, Alaçatı’daki Pop mağazasından alınmış. Çalışma odasındaki Study masa ve Office sandalye Gülşah Cantaş tasarımı. Yatak odasına çok yakışan parçalardan biri olan prova mankeni Horhor çarşısından alınmış. Üzerinde, ev sahiplerinin seyahat ruhunu yansıtan bir Kızılderili başlığı var. Ebay’dan aldıkları bu parça, boş kalan bu köşeyi yaratıcı bir çözümle doldurmuş. Ev sahibi yerli ve yabancı dergi okumayı çok seviyor. Bu nedenle, yatak odasında, hemen elinin altında duran ve Deco Center’dan alınan bir dergilik bulunuyor. Şapkalarını sergileyen Retro bavul da yine Deco Center’dan. Banyodaki havlular New York’ta bulunan Ankasa markasından alınmış. Banyoyu ayrı bir oda ve yaşam alanı olarak göstermek için ise Cumba Selection’dan vazolar kullanılmış. Çocuk odasında, zeminde, daha yumuşak ve sağlıklı olması açısından özel sünger halı kullanılmış. Bu halı yap-boz parçalarından oluşuyor ve istenilen boyutta ve renkte kullanılabiliyor. Sallanan at ise Nest by Mozaik markasından. Mozaik’ten alınan beşik, son derece fonksiyonel. Ön bölümlerindeki parmaklıklar sökülebilir olduğundan sonradan divan haline getirilmiş ve son dokunuş olarak Beymen Kids ve Zara Home’dan alınan yastıklarla renklendirilmiş. Bebeklerinin, hemen el altında olması gereken eşyalarının bulunduğu raf sistemi, sepetlerle doldurulmuş. IKEA’dan alınan bu ünitenin üst bölümü ise bez değiştirme alanı şeklinde tasarlanmış.

 

 

DSC_7466

Televizyon bölümünde bulunan koyu cam malzemeli orta sehpa üzerinde, ev sahibinin Çeşme ve Alaçatı’daki dükkânlardan topladığı kitaplar var. Altın aksesuarlar ise Crate&Barrel’dan seçilmiş.

SON YAZILAR

BENZER YAZILAR