Mekanın ruhunu ustalığın inceliğiyle buluşturan KOVA, kişiye ve projeye özel mobilya tasarımıyla sektörde fark yaratan bir marka. Kurucularının vizyonu, titizliği ve zanaate duyduğu saygıyla KOVA, her parçayı bir hikayeye dönüştürüyor. Biz de KOVA’nın kurucu ortağı İç Mimar Ece Arıkan Gubler bir araya gelerek markanın doğuş hikayesini, ilham kaynaklarını ve geleceğe dair planlarını konuştuk.
KOVA’nın doğuş hikayesiyle başlayalım… KOVA’nın kuruluş sürecinde sizi en çok etkileyen şey neydi? Markayı hayata geçirirken hangi boşluğu doldurmak istediniz?

Mezun olduktan sonra iş dünyasına atıldığımda, doğru mobilyayı bulmanın ne kadar zaman aldığını fark ettim. Projeye yerleştirmek istediğim mobilyalar kimi zaman renk, kimi zaman da ebat olarak tam istediğimiz mükemmeliyette olmuyordu. Kendi iç mimarlık şirketimi kurduktan sonra, zamanla kendi tasarımlarımı hayata geçirme isteği gittikçe kuvvetlendi. Bu esnada, iki kız kardeşin evini tasarlarken Mehmet Ali ile bir araya geldik. Kendisi bir süredir işin mutfağında, atölyelerde, kendi yarattığı ürünleri hayata geçiriyordu. Bu iki kız kardeşin projesi, KOVA’nın ilk adımları oldu. Türkiye’de hemen hemen her mimarın çalıştığı bir atölye var. Fakat, yurt dışında buna erişimin kolay olmadığını gözlemledik. “Neden diğer mimarlara da bu fırsatı sunmuyoruz?” sorusuyla yola çıktık.
“Her Proje Bir Hikâyedir” diyorsunuz – Peki bu hikâyeler nasıl yazılıyor? Size gelen projelerde tasarım süreci nasıl başlıyor? İlhamı nereden alıyorsunuz? Kişiye özel üretim süreci teknik ve yaratıcı açıdan nasıl ilerliyor?
KOVA kimi zaman mimarlarla, kimi zaman direkt müşteriyle, kimi zaman da işletme ya da otel sahipleriyle çalışıyor. Dolayısıyla herkesin yolculuğu farklı noktalarda başlıyor. Mimarlarla çalışma sürecimiz verimli ve hızlı ilerliyor. Mimarlar bize bütün teknik çizimleri detaylarıyla gönderiyorlar. İmalat toplantısının ardından sürece ve ürüne dair detaylar onaylanınca üretime başlıyoruz.
Müşteriyle direkt çalıştığımız zaman, referans resimlerinden ve yaratmak istedikleri atmosferden yola çıkıyoruz. Burada müşteri ile birlikte final ürünü tasarlıyoruz. Son kullanıcının vizyonunu hayata geçirmek aslında işin en sevdiğimiz kısmı. Teknik çizimler ve materyaller onaylandıktan sonra da üretim sürecine geçiyoruz. Müşterinin imalat süresince sürece dahil olması bizim için çok önemli. KOVA’nın misyonu, uzun yıllar kullanılan, hikâyeler biriktirecek parçalar yaratmak. Kullanıcı sürece ne kadar dahil olursa, üretilen parçayla arasındaki bağ da o kadar kuvvetleniyor.
“Neden kişiye özel üretim?” sorusunun cevabı da burada aslında. İlhamımızı kullanıcıdan alıyoruz. Kullanan kişi için o parçayı özel kılacak nitelikleri keşfe çıkıyoruz ve sonuçta muhteşem bir mobilya parçasına ulaşıyoruz.


Otel zincirleri, iç mimarlar, mimarlık ofisleri gibi farklı profillerle iş birliği yapıyorsunuz. Farklı paydaşlarla çalışmak size ne katıyor?
Çalıştığımız her iş birliğinde farklı bir şapka takmak işimize dinamizm katıyor. İşimizin doğasında, daha önce denenmemiş ürünleri hayata geçirmek var. Bize gelen her fikir bizi heyecanlandırıyor, çünkü çoğu tasarımı hayata geçirmek inovasyon ve cesaret gerektiriyor. Otel ve benzeri kamusal alanlarda çalıştığımızda mobilya dayanıklılığı, kullanım süresi ve kullanım alanları odak noktasındayken, müşteriyle direkt çalıştığımızda kullanıcı deneyimi ön plana çıkıyor.
Sizin için kaliteli malzeme ne demek? El işçiliği üretim anlayışınızda nasıl bir yer tutuyor?
Malzemenin doğasında değişim vardır. Kaliteli malzeme, işlenebilen, zamanla sizin hikayenize layığıyla eşlik edebilen malzemedir. KOVA atölyesinden çıkan her ürün elle bitirilir. Bizim için üretilen her parça ustalık eseridir. Kişiye özel mobilya üretimini değerli kılan nokta, üretimin her etabında o işin ustasının işi eline almasıdır. Dolayısıyla ortaya çıkan her ürün içinde sayısız saat, emek ve deneyim barındırır.

Sizce KOVA’yı diğerlerinden ayıran en temel özellik nedir? KOVA markasını benzersiz yapan en önemli tasarım anlayışı veya üretim prensibi nedir?
KOVA’yı diğer markalardan ayıran en temel özellik Mehmet Ali ve benim getirdiğimiz vizyon ve altyapı. KOVA’nın temel taşları, ikimizin de değişmeyen mükemmeliyetçilik anlayışı, detaylara gösterdiğimiz özen ve zanaata duyduğumuz saygı. Kimi zaman müşteriden bile daha kritik olduğumuz oluyor.
Tasarımda modern trendlerle zamansızlığı nasıl dengeliyorsunuz? Estetik anlamda sizi en çok etkileyen stiller hangileri?
Son zamanlarda tasarımda sıkça gördüğümüz dönemsel geri dönüşlere, malzeme inovasyonu öncülük etmeye başladı. Bu bizi heyecanlandırıyor. Yaratıcılığa inovasyon eklenmediğinde, çıkan ürün zamansızlığını yitiriyor. Buna en güzel örnek son senelerde “mid-century modern” akımının yavaşça yerini alan brutalist ve endüstriyel tarz. Her ne kadar referans noktası net olsa da, gelişen materyal teknolojisiyle ortaya çıkan mekanlar, mobilyalar ve ürünler dün ve bugünün karışımı olduğu için zamansızlaşıyor.
Bugüne dek unutamadığınız bir projeyi bizimle paylaşır mısınız?
Sanırım ilkler unutulmuyor. KOVA hikayesini başlatan kız kardeşlerin yeri bizim için ayrı. Hem iş bitiminde yarattığımızı gördüğümüz mutluluk, doğru yolda olduğumuzu bize kanıtladı, hem de başımıza gelen komik olaylar geriye tebessüm dolu bir “ilk tecrübe” anısı bıraktı. Ar-Ge ve üretim sürecinin ardından, nakliye için iki ortak tırın peşinden biz de Zürih’e gittik. İlk tırla mobilya nakliye tecrübemiz; biz öndeki arabada, arkamızda tır, müşterinin evine kadar bir şekilde vardık. Kasaları açmak, mobilyaların montajını yapmak, perdeleri asmak… hepsi bir şekilde bize kaldı. 350 kiloluk bir mermer sehpa nakliyesi de bu hikâyenin içinde yerini aldı – ama onu ne siz sorun, ne de biz anlatalım. Epey yaratıcılık gerektiren bu nakliye macerasını asla unutamıyoruz.

Sürdürülebilirlik KOVA’nın gündeminde mi? Üretim süreçlerinde çevreye duyarlı yaklaşımınız var mı? Malzeme seçiminde sürdürülebilirlik nasıl rol oynuyor?
Sürdürülebilirlik kurulduğu günden beri KOVA için ön planda. Öncelikle, hızlı kullanımdan ziyade, müşteriyle yaşlanacak parçaları üretme arzumuz sürdürülebilirliğe dayanıyor. Örneğin bir meşe masanın yolculuğu aslında bir asır sürebiliyor. Ağaç kesilip, kurutulup, kereste haline gelene kadar geçen ciddi bir süreç var. Bizim de bu sürece bitmeyen bir saygımız. Dolayısıyla her sene, en az kullandığımız kereste kadar dikim yapıyoruz. Kısa vade hedefimiz, atölyelerde ürettiğimiz karbon ayak izini daha net hesaplayıp geri dönüştürmek.
Önümüzdeki dönemde bizi ne gibi yenilikler bekliyor? Yeni projeler, koleksiyonlar ya da açılımlar var mı?
Türkiye’nin mermer kaynaklarının yurt dışındaki reputasyonu hak ettiği yeri bulmaya başladı. Biz de bir süredir kendi mermer mobilya koleksiyonumuzu hazırlıyoruz. Tabii ki, her zamanki KOVA esnekliğiyle, bütün parçalar kişiselleştirilebilir. Kısa bir süre sonra hem koleksiyonu, hem de nereden ulaşılabileceğini açıklayacağız. Bizi takipte kalın!