Ana SayfaLezzetTılsımlı Bir Mekan: KAICY

Tılsımlı Bir Mekan: KAICY

Gamze Cizreli’nin Tarabya’da Boğaz’ın büyüleyici manzarası eşliğinde, Levanten mutfağının köklü mirasını modern dokunuşlarla yorumladığı yeni mekânı KAICY’e konuk oluyoruz. İç mimari projesi Toros & Partners tarafından hazırlanan mekân zamansız, mistik ve samimi bir atmosfer sunuyor.

Hazırlayan IŞIL KARAHANOĞLU Fotoğraflar FEVZİ ONDU Portre fotoğraf SERKAN ELDELEKLİOĞLU

KAICY, misafirlerine yalnızca lezzetli yemekler sunmuyor, onları keşfetmeye, hissetmeye ve bir hikâyenin içinde kendi deneyimlerini yaratmaya davet ediyor. Mekânın ilham kaynağı, Gamze Cizreli’nin marka ismi olarak seçtiği, Antakya Arkeoloji Müzesi’nde bulunan ve kötü enerjilerden korunmayı simgeleyen KAICY mozaiği. Eski çağlarda kötü enerjiyi uzak tutması ve olumlu bir atmosfer yaratması için evlerin girişine yerleştirilen bu mozaik ile mekânsal hikâyenin temelini oluşturan Toros & Partners’ın kurucusu Derya Toros ile bir araya gelerek projenin detaylarını öğrendik. 

Projenin ana ilham kaynağı neydi?

Bunun yanında Levanten kültürünün zengin mirası, Akdeniz’in sıcak ve samimi ruhu, Boğaz’ın doğal güzelliği ve Tarabya’nın şifalı atmosferi de tasarım sürecimizi besleyen önemli unsurlardı. Amacımız, geçmişin hikâyelerini bugünün tasarım diliyle buluşturup zamansız bir mekan yaratmaktı.

Konseptten projenin tamamlanmasına kadar olan yaratıcı sürecinizi bizimle paylaşabilir misiniz?

Her şey Gamze Cizreli’nin marka hikâyesini anlatmasıyla başladı. Heyecanı hemen bize yansıdı ve birlikte çok keyifli bir tasarım yolculuğuna çıktık. Mekânın sadece estetik açıdan etkileyici olmasını değil, aynı zamanda anlam taşımasını istedik. Kaicy mozaiği ve tılsımlar bu hikâyenin omurgasını oluşturdu. İlk etapta konsepti ve mekânın kimliğini belirledik, ardından kurgusunu, malzeme seçimlerini ve dokularını şekillendirdik. Daha sonra sanatı mekânın ayrılmaz bir parçası haline getirmek için çalıştık. Begüm Güney’in küratörlüğünde Taner Şekercioğlu’nun DJ alanında tasarladığı güneş temalı eser ve Nahide Büyükkaymakçı’nın aydınlatma enstalasyonu gibi parçalar Kaicy’e özel bir karakter kazandırdı. Her projemizde sanat ve mimariyi bütünleştirmek bizim için olmazsa olmaz bir konu.

Kaicy’nin bulunduğu lokasyonun tasarıma etkisi oldu mu?

Tarabya’nın Boğaz’a bakan konumu, kuşkusuz Kaicy’nin tasarımını şekillendiren en önemli unsurlardan biri oldu. Mekânı, bu eşsiz manzarayı içeri taşıyacak şekilde kurguladık, geniş açıklıklar ve teraslarla Boğaz’ın maviliğini mekâna dahil ettik.

Eski adı Therapia olan Tarabya, adını Antik Yunanca therapeia kelimesinden alıyor ve tarih boyunca şifalı havasıyla anılmış bir yer. Bizans’tan Osmanlı’ya, Boğaz’ın serin esintisi ve huzurlu atmosferi burayı bir dinlenme ve iyileşme noktası haline getirmiş. Bugün de aynı dinginliği hissetmek mümkün; dalgaların sesi, iyot kokusu ve doğanın ritmi insana iyi geliyor. Pencereden baktığınızda, İstanbul’un kadim sakinleri martılar ve doğanın en güzel sanat eseri olduğunu bize hatırlatan karabataklar tam karşınızda, kanatlarını güneşe açarak kurutuyor ve o eşsiz İstanbul silueti, mekânın atmosferine hareket ve ruh katıyor. Akşam saatlerinde
suya yansıyan ışık oyunlarıyla birlikte Kaicy’nin enerjisi de değişiyor.

Mekânı tasarlarken karşılaştığınız zorluklar nelerdi?

En büyük zorluklardan biri, ana salonun geniş hacmini en verimli şekilde değerlendirmek ve mekânın gündüzden geceye dönüşen atmosferini akışkan bir şekilde kurgulamaktı. Ana salonda misafirlerin Boğaz manzarasını daha iyi deneyimleyebilmesi için bir platform oluşturduk ve üzerinde özel bir enstalasyon çalışması kurguladık. Bu iki unsur, sadece mekânın ölçeğini dengelemekle kalmayıp, atmosferi derinleştiren ve deneyimi güçlendiren en belirleyici dokunuşlar haline geldi.

Öncelik verdiğiniz malzemeler ve dokular nelerdi, neden bunları seçtiniz?

Kaicy’nin sıcak ve davetkâr bir atmosfer sunması için doğal ve zamansız malzemeleri tercih ettik. Bej ve toprak tonları Akdeniz’in dinginliğini ve sıcaklığını yansıtıyordu. Mozaiğin özel işçiliği ve desenleri öncelik verdiğimiz bir malzeme oldu. Maun ahşap, dokulu kumaşlar ve sıcak terakota tonları ise mekâna doğal bir samimiyet ve karakter kattı. Özellikle güneşin toprakla buluştuğu o huzurlu anları yansıtmak için sıcak tonlarla derinlik kazandırdık.

Özel tasarım parçalar veya benzersiz mimari unsurlar var mı?

Kaicy’de özel olarak tasarlanmış birçok detay var. En dikkat çekenlerden biri, barın arkasında yer alan ve dünya çapında geniş bir içki koleksiyonunu sergileyen “İçki Müzesi” konseptimiz. Misafirler burada nadir içkileri keşfedebiliyor. DJ alanında, özel bir yazılımla yapılan güneş temalı sanat eseri, mekânın enerjisini yükselten, teknoloji ve sanatın buluştuğu önemli bir detay. Zemindeki mozaikler ve tılsımlar, mekânın hikâyesini anlatan incelikli dokunuşlar olarak tasarlandı. Cephede özel taş işçiliği ile doğal dokuların öne çıktığı, naturel bir etki yarattık ve gece üzerine yansıyan Kaicy logosu ile bütünleştirdik.

Ortamı şekillendirmek için aydınlatmayı nasıl ele aldınız?

Aydınlatma tasarımı, Kaicy’nin gündüzden geceye değişen atmosferini desteklemek için en önemli unsurlardan biri oldu. Gündüzleri doğal ışığı içeri davet eden geniş açıklıklar, akşamları yerini daha dramatik, teatral ve vurgulu bir tasarıma bıraktı. Enstalasyona vuran aydınlatmalar mekâna güçlü bir karakter kazandırırken, bar ve içki müzesi gibi alanlarda da etkileyici ışık oyunları kullanıldı. Mekânın enerjisine ve moduna göre farklı etkiler oluşturabilmesi için akıllı aydınlatma senaryoları oluşturduk. 

Mekanda en sevdiğiniz detaylar nelerdir?

Mekânın ruhunu derinleştiren en sevdiğim detaylardan biri, zemindeki mozaiklerin içine işlenmiş tılsımlar. Bunun yanı sıra özel olarak üretilen, her biri kendi hikâyesini anlatan sanat eserlerimiz, sıcak ve davetkâr bir atmosfer yaratan şömineli kütüphane ve bar ile bütünlük içinde tasarlanan, Tarabya’nın enfes manzarasını da yansıtan içki kütüphanemiz… Her biri, mekânın kimliğini güçlendiren detaylarımız.

SON YAZILAR

BENZER YAZILAR