Genel

Gül Arpad ile Yurt Dışı Destinasyon Düğünleri Üzerine Konuştuk

Düğün ve etkinlik planlama ve uygulama konusunda 20 yılı aşkın bir deneyime sahip ve artık bu alanda markalaşmış bir isim olan Gül Arpad ile yurt dışı destinasyon düğünlerine özel sohbetimiz…

Destinasyon düğünlerine özel uzmanlaşma süreciniz nasıl başladı? Bu alana yönelmenizin arkasında nasıl bir hikaye var?

Destinasyon düğünlerinde uzmanlaşma sürecim tamamen bir tesadüf sonucu  2009 yılınca bir gün Lübnana gidip oradaki wedding plannerlar ile tanışmak istemem ve şans eseri aylardır randevu almak iin uğraştığım Alain Hadife’nin kapısını çalmam ile başladı. Bu tanışma kısa zamanda bir iş ortaklığına dönüştü ve bu sayede Lübnan’a ve Lübnanlı çiftlere yönelik organizasyonlara adım attım. Ardından  Alain ile kurduğumuz iş birliği bu süreci daha da pekiştirdi ve beni bu alanda uzmanlaşmaya yönlendirdi. Zamanla farklı kültürlerden çiftlerle çalışmaya başladım, bu da ufkumu genişletti ve de düğün sekötründe  yerimi belirlememe  yardımcı oldu. Bu alanda kazandığım tecrübe ile de ağırlıklı olarak farklı destinastonlarda farklı küştürlerden çiftlerin düğünlerini yapan bir planner haline  geldim. Şimdilerde ise Avrupa’da da düğünler yapmaya başladım, 

Bugüne kadar orgaize ettiğiniz yurt dışı düğünlerinden en unutulmaz olanı hangisiydi?

Bugüne kadar organize ettiğim yurt dışı düğünleri arasında en unutulmaz olanı, İtalya’nın Toskana bölgesindeki bir bağ evinde gerçekleştirdiğimiz düğündü. Doğayla iç içe, tarihi bir tesiste gerçekleşen bu organizasyon, sadece mekânın büyüleyici atmosferiyle değil, her detayın kişiselleştirildiği, gelen herkesi ağzı açık bırakan dekoru, eğlencesi ve de rüya gibi olması ile hala aklılmda.

Turkiye de ise Esma Sultan & Çırağan & Patrikhane’de  Johhby Roxbourgh  ile beraber çalışmış olduğumuz frankapon bir prensin düğünü ömrümün sonuna kadar unutmayacagum bir deneyim oldu.

Farklı kültürlerle iç içe olmak, her organizasyonu bir keşfe dönüştürüyor… Yurt dışında düğün organize etmek, klasik düğün planlamasından hangi yönleriyle ayrılıyor? En büyük zorlukları ve avantajları neler?

Yurt dışında düğün organize etmek, aslında sadece bir düğün değil; başlı başına bir seyahat ve deneyim yönetimi demek. Klasik düğünlerde genellikle bulunduğunuz şehirde, tanıdığınız firmalarla, belirli bir düzen içinde çalışırsınız. Ancak yurt dışı düğünlerinde her şey sıfırdan kurulur: yeni bir ülke, farklı kurallar, yabancı ekipler ve çoğu zaman dil bariyeri.

En büyük zorluk ise tüm bu unsurları bir araya getirip güvenli ve kusursuz bir sistem kurmak. Özellikle misafirlerin konaklaması, transferleri, gümrük ve vize süreçleri gibi detaylar da işin içine girince sadece düğünü değil, tüm süreci yönetmeniz gerekiyor.

Ama işin en güzel yanı da burada başlıyor. Çünkü yurt dışında yapılan düğünler daha kişisel, daha samimi ve çoğu zaman daha unutulmaz oluyor. Çiftin hayalini kurduğu atmosferi tam anlamıyla yaratmak için çok daha özgür ve yaratıcı olabiliyorsunuz. Aynı zamanda farklı kültürlerle iç içe olmak, her organizasyonu bir keşfe dönüştürüyor.

Farklı kültürlerden çiftlerle çalışırken nelere dikkat ediyorsunuz? Kültürel farklılıkları nasıl avantaja çeviriyorsunuz?

Farklı kültürlerden çiftlerle çalışmak, benim için her defasında yeni bir dünyaya açılan kapı gibi. Bu süreçte en çok dikkat ettiğim şey, çifti sadece bir “müşteri” olarak değil, kendi kültürünün temsilcisi olarak görmek. Onların geleneklerine, aile yapılarına ve düğün anlayışlarına duyduğum saygı, kurduğumuz iletişimi çok daha güçlü hale getiriyor. Bazı çiftlerde dini ritüeller ön planda oluyor, kimisinde semboller ve renkler çok önemli hale geliyor. O yüzden düğün planlamasına başlamadan önce çiftin köklerini, önceliklerini ve neyin “gerçekten önemli” olduğunu anlamaya çalışıyorum.

Kültürel farklılıkları avantaja çevirmenin en etkili yolu ise bunları tasarıma ve deneyime ustaca entegre edebilmek.

Örneğin; bir Arap düğünündeki ihtişam, Türk misafirperverliğiyle birleştiğinde ortaya gerçekten güçlü bir atmosfer çıkıyor. Ya da bir Batılı çiftin sade estetik anlayışı, doğulu ritüellerle birleşince hem anlamlı hem de görsel olarak büyüleyici sonuçlar doğabiliyor.

Sonuç olarak, kültürel farklılıklar ne kadar fazlaysa, yaratıcılık alanınız da o kadar genişliyor. Her çiftle birlikte yeniden öğreniyor, yeniden keşfediyorum  ve de  yıllar süren dostuluklar kazanıyorum.

Çiftler genelde hangi destinasyonları tercih ediyor ve bu tercihleri hangi kriterlere göre şekilleniyor?

Çiftlerin hangi destinasyonu tercih ettiği aslında onların hayal ettikleri duyguyu nerede yaşamak istediklerine bağlı. Kimileri gün batımında Ege kıyılarında “evet” demek isterken, kimileri için tarihi bir İtalyan villa ya da Fransız şatosu o anı eşsiz kılıyor.

Genelde en çok tercih edilen yerler;

  • İtalya (Toskana, Amalfi): Romantizm, estetik ve lezzet arayanlar için.
  • Yunan Adaları: Sade ama atmosferi güçlü bir kutlama isteyenler için.
  • Türkiye’nin sahil bölgeleri (Bodrum, Çeşme)ve Kapadokya: Lojistik avantaj ve büyüleyici tabiat tercih edenler için.

‎2025 yılı için gözlemlediğiniz en güçlü global düğün trendleri neler? Temalar, renkler, mekanlar ya da konseptler açısından öne çıkanlar hangileri?

•⁠  ⁠“Destination Micro Luxury  Weddings”: Uzak ama özel lokasyonlarda 50 -100 kişilik butik düğünler ön planda. İtalya, Yunan adaları, Güney Fransa bu trendde öne çıkıyor. Bağ evleri, sahil kasabaları, tarihi taş evler, rustik dokuların romantik çiçek tasarımlarıyla dengelendiği fabrikalar, depolar ya da sanat ve kültürle iç içe mekânlar tercih ediliyor.

Renklerde ise;  Artık beyaz düğün diye bir konsept 2025’te çok nadir karşılaştığımız bir tema oldu

  • Modern mavi kombinasyonları: Toz mavisi, çelik grisi ve lacivert detaylarla lüks bir hava yaratılıyor.

Çiftlerin artık sadece “güzel bir düğün” değil, aynı zamanda “unutulmaz bir deneyim” talep ettiğini biliyoruz. Bu deneyimi yaratmak için neler  yapıyorsunuz?

Yıllardır her çiftimize söylediğimiz cümledir bu; ‘’ İt is NOT a wedding, it is an experience – its a journey.’’ Her düğünümüzde de bunu yaşatmaya gayret ediyoruz.

Bunun için de uluslararası ve kişiselleştirilmiş dokunuşlar ile  düğünün yapıldığı ülkeden lokal deneyimler eklemek (örneğin İtalya’da zeytinyağı tadımı ya da Türkiye’de meze atölyesi gibi) bu deneyime farklı bir değer katıyor. Çiftin aile kültürlerine özgü ritüelleri harmanladığımız seremoni kurguları, menülerde çifte özel seçimlerve lokal eğlenceler katılan tüm davetlilerin aklında uzun süre kalacak hatıralar yaratıyor.

Destinasyon düğünü hayali kuran ama nereden başlayacağını bilmeyen çiftlere ne önerirsiniz?

İşini bilen, profesyonel ve deneyimli bir wedding planer’la çalışmalarını öneririz.