Ana SayfaHayatın İçindenŞişli’de bir apartman, yoksa eğer halin yaman!

Şişli’de bir apartman, yoksa eğer halin yaman!

Eskinin yeniyle, tasarımın hikâyeyle buluştuğu bir ev burası. Hem sade hem de şık. Işığın ve doğru yerleştirmelerin yardımıyla, her alanın doğru değerlendirildiği iyi bir iç mekân.

“Bildiğim kadarıyla Şişli’nin yerleşim alanı olarak ortaya çıkış nedeni aslında 1870’teki büyük Beyoğlu yangını. 1870’lerin sonuna doğru gelişmeye başlıyor, semtin daha öncesinin ise ‘buraları eskiden hep dutluktu’ şakasının bire bir gerçeği olduğu biliniyor. 1913’de elektrikli tramvayın gelmesi ve Beyoğlu’ndan sonra elektrik ve havagazı bağlanan ikinci semt olmasıyla beraber Şişli’nin yıldızı parlamaya başlıyor. 1930’lardan itibaren de kentin en mutena semtlerinden biri oluyor. 1980’lerin ortalarına kadar sinemaların, tiyatroların ve lüks alışverişin merkezi olarak anılan semt daha sonra iş yerlerinin artmasıyla ve kalabalıklaşan nüfusla beraber, “Şişli’de bir apartman, yoksa eğer halin yaman!” diye şarkılara konu olan ihtişamından uzaklaşıp, bir miktar gözden düşse de hala kentin en önemli ana arterlerinden biri olarak önemini koruyor. Bir dönemin “modern!” mimarisiyle ne kadar çirkinleştirilmeye çalışılmış olsa da hala ayakta duran, 1800’lerin sonunda ve 1900’lerde yapılmış ihtişamlı lüks apartmanların birer tek taş pırlanta gibi durduğu, köklü bir semt olmasının getirdiği gelenek ve alışkanlıklarıyla, ara sokaklarında o eski, görgülü mahalle kültürünün devam ettiği sevdiğim semtlerden biri Şişli!” diyerek hem Şişli tarihi bilgisiyle konuya ne kadar hakim olduğunu gösteriyor hem de tarihte bizi mini bir yolculuğa çıkarıyor Mithat Başoğlu. Onunla ilk randevumuz değil bu. Daha önce de en ince detaylarına kadar yaşayarak gerçekleştirdiği başka bir ev projesini görüntülemiş, hep beraber tadını çıkarmıştık zaten. O genelde çocukluğunun geçtiği Nişantaşı, Teşvikiye, Şişli bölgesini seviyor. “Zamanında şehircilik ve modernleşmek adına alınan yanlış bir sürü karar neticesinde biraz solmuş olsa da, tozunu aldığınızda hala parlayan elmaslar çıkıyor bu bölgede” sözleri de ona ait. Bu proje için ilk görüşmeye gittiğinde tam şişli meydanında, girişi ufaltılmış, dükkânlar eklenmiş, altındaki pasaj genişletilmiş tuhaf bir apartmana girmiş. Eve girdiğindeyse o bahsettiğim, her şeyin bol olduğu zamanlarda yapılmış, iki yüz otuz metrekare bir daireyle karşılaşmış. Zaman içinde değişiklikler görmüş, ama hiç baştan sona elden geçirilmemiş, 60’ların modern apartman dairelerinden biriymiş aslında. Ev sahibiyle çok iyi bir diyalog kurabilmiş olmak da ihtiyaç ve değişiklikleri fikir birliğiyle belirlemelerini sağlamış. Yapısal değişiklikler bir ay içinde tamamlanmış ancak ev sahibiyle dostlukları ve birlikte zaman geçirmekten keyif almaları dekorasyon işini keyifle ve isteyerek uzatmış. Sadece sehpalarda kullanacakları taş ya da bir lamba için birkaç hafta harcadıkları olmuş ama toplamda döşenmesiyle beraber üç buçuk ay gibi bir zaman harcamışlar. Mithat’ın “Ev sahibinin aslında son derece belirgin ve yalın bir tarzı vardı, keskin ve köşeli hatları, grinin tonlarını seven, modern mobilyalardan hoşlanan bir hanımefendi. Dört metrelik bir kanepe yapacağımızı ve kanepeyi parlak ipek kadife, üstelik de bej yapmak istediğimi söylediğimde yüzündeki dehşet ifadesini anlatamam. Ama bu iş bir karşılıklı güven meselesi, tango yapar gibi yapılması gereken bir şey, ileri geri karşılıklı adımlarla yapılmalı. Güvendi, ikna oldu ve sonuçtan karşılıklı memnun kaldık. Salonda İranlı sanatçı Ahmet Nejat’ın ‘Aşk ve Hiç’ isimli serisinden bir tablo ve bir obje vardı. Tabloyu ikilemek istediğini söylediğinde Ahmet Nejat’la bir toplantı yaptık ve seriye ait ama bize özel bir çalışma istedik, Ahmet de sonsuz bir alçak gönüllülük ve anlayışla, bizim için bir eser hazırladı. Sonuç üçümüzü de çok mutlu etti” sözleriyle neredeyse tüm projeyi özetliyor. Evin yapıldığı döneme; 1960’lı yıllara ufak göndermeler yapmışlar. İçi ayna ve pirinç kocaman gömme bir “Bar American”, girişi biraz ayırmak için parçalı bir seperatör gibi… Bu göndermelerin modern havayı bozmamasına, ev sahibinin aile yadigârı bazı antika parçalarıyla çatışmamasına özen göstermişler. Lokasyonu ve geniş hacmiyle ev, her anlamda oldukça kullanışlı ve şık.

 

[imagebrowser id=1708]

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

SON YAZILAR

BENZER YAZILAR