Rumi’nin “Ay doğmuyorsa yüzüne,
Güneş vurmuyorsa pencerene,
Kabahati; ne Güneş’te ne de Ay’da ara.
Gözlerindeki perdeyi arala.”
sözlerinden yola çıkarak, bakışlarını daha dikkatli ve saf bir şekilde doğaya ve kendi içsel dünyasındaki yaşanmışlıklara döndürüyor. Farkına varılarak temizlenen her yara kabulleniş ile öz benliğe bir adım daha yaklaşmayı sağlıyor. Önceki sergilerinden aşina olduğumuz malzeme kullanımı ile dikkat çeken sanatçı Yaralar’da; gravür, pentür ve kağıt işlere ağırlık veriyor. Mekana yaptığı müdahalelerle de bizi iç dünyasına çeken sanatçı ziyaretçileri de farkındalığa ve kabullenmeye davet ediyor.
