Kusursuz Netlik

Mimar İlkay Ala imzası taşıyan dubleks çatı katı, zarafetin dinamizm ile dengelendiği yalın ve maskülen bır atmosfer sunuyor.

İstanbul’da herkesin sevdiği ve kendini mutlu hissettiği semtler vardır. Kaan Yıldızgöz’ün de, her ne kadar işi dolayısıyla çoğunlukla yurt dışında bulunsa da, bu şehirde geçirdiği kısıtlı zamanların Yeşilköy’de olmasını istediği konusunda en ufak bir kuşkusu yokmuş. Mahalle kültürü ve komşuluk ilişkilerinin hâlâ yaşanabilmesi, şehir keşmekeşinden uzak olsa da her yere ulaşım mesafesindeki konumu ve en çok da denize yakınlığı, Yıldızgöz’ün tercihini etkileyen önemli sebepler olmuş. Bölgede 3 ay kadar süren yoğun ev arayışının ardından, Yıldızgöz bu daireyi görür görmez beğendiğini söylüyor. Ancak evin iç tasarımını bütünüyle değiştirme isteği yüzünden, bu sefer de hayalindeki evi gerçekleştirecek mimarı aramaya başlamış.

Bir tesadüf eseri, çocukken ablasının arkadaşı olan mimar İlkay Ala ile karşılaşınca, bu proje için en doğru kişiyi bulduğunu hemen anlamış. Ne var ki araya giren pandemi ve Yıldızgöz’ün iş gezileri derken, evi aldıktan ancak 1 sene sonra çalışmalara başlanabilmiş. İlkay Ala, “Nisan ayında brief toplantısı yaptık. Kaan nasıl bir ev istediğini ve tarzını çok iyi anlattı. 3-4 hafta içinde tasarımı hazırlayıp tekrar üzerinden geçtik ve büyük bir değişim yapmadan uygulamaya başladık,” sözleriyle süreci anlatıyor.

4 ayda tamamlanan projede öncelikle ahşap ve hantal görünümlü merdivenin yönü ve tasarımı değiştirilmiş. Yerine, mermer, ahşap ve camın birlikte kullanıldığı daha akışkan ve heykelsi bir tasarım uygulanmış. Bu katta ayrıca, antreyi kaplayan büyük portmanto kaldırılmış ve açık bir sistem kurgulanarak, modern ve dinamik bir iç mekân düzenlemesi oluşturulmuş. Ev sahibinin, “Klasik bir tasarım istemiyordum, ama benim hayalimden çok daha güzel oldu,” diye anlattığı şömine duvarına kavisli bir form verilmiş. Böylece, salonda şömineyi, TV ünitesini, raflı bölümü kapsayan ve sanatçı Ekrem Altındağ’ın eserini odak noktasına taşıyan bir düzenleme ortaya çıkmış. Alt katta, büyük ölçüde sanat eserlerine vurgu yapan, loş bir aydınlatma tercih edilmiş. Üst katta ise mimar, orijinal planda teras ile bağlantısı olan yatak odasını oturma bölümüne çevirerek, güneş ışığını komple içeri taşıyan bir kurgu oluşturmuş.

Ayrıca ev sahibinin önerisi üzerine, merdivenin yanındaki duvar da kırılarak, çıtalı ve camlı bir separasyon ile terastan gelen aydınlık arka tarafa taşınmış. Bu kattaki diğer 2 oda ise birleştirilerek, içinde giyim odası ve banyosu olan büyük bir yatak odasına dönüştürülmüş. Çatı katı daha fazla daralmasın diye yatak ve giyim bölümü ise yarım dolap konarak ayrılmış. “Yatak odası eğimi ve açısı sebebiyle zor bir alandı ve taşıyıcıların yerleri bizi limitliyordu, ama yükseklikleri doğru kullanarak alanı ferahlattık,” diye açıklıyor mimar.

Evin kullanım şekline göre, iki kat arasındaki stil farklarını görmek mümkün. Üst kat, yatak odası ve çalışma odası ile ev sahibinin en çok vakit geçirdiği alan olmasının yanı sıra, terası, bar bölümü ve buzdolapları ile arkadaşlarını yaz-kış ağırlayabildiği keyifli ve rahat bir loft stilinde düzenlenmiş. Alt kat, rafine ve şık dekoruyla davetler ve iş yemeklerine uygun bir stilde kurgulanmış. İki katın ortak noktası, ev sahibinin sanat tutkusunu yansıtabildiği ve koleksiyonunu hak ettiği özenle sergileyebildiği kusursuz bir tasarım.

Hazırlayan: IŞIL KARAHANOĞLU

Fotoğraf: ERHAN TARLIĞ

SON YAZILAR

BENZER YAZILAR