Ana SayfaDekorasyonEv DekorasyonDOĞADA BÜTÜNSEL TASARIM

DOĞADA BÜTÜNSEL TASARIM

Doğa ile kurduğu ilişkinin önüne geçmeyen bir tasarıma, akışkan bir kurguya, sakin ve zamansız bir stile sahip olan Gökova Körfezi’ndeki YR Evi; mimar Bora Özdemir ve kurucusu olduğu Studio Barbo ekibi tarafından beş kişilik bir ailenin buluşma mekânı olarak projelendirilmiş.

Hazırlayan: Işıl Karahanoğlu

Fotoğraf: İbrahim Özbunar

Doğanın renk geçişlerinin ve döngüsünün her daim deneyimlenebildiği YR Evi, Gökova mevkiinde, deniz ve çam ağaçlarının iç içe geçtiği izole bir köyde konumlanıyor. Ev sahipleri, bölgede uzun yıllar gerek iş, gerekse tatil için zaman geçirdikten sonra, kendilerine özel bir alan yaratmak istemişler. Studio Barbo’nun kurucusu mimar Bora Özdemir ile önceki projelerinden referansla iletişime geçtiklerinde, yurt dışında okuyan üç çocuklarıyla bir araya gelebilecekleri bir buluşma mekânı istediklerini belirtmişler.

“Yapının kaba inşaatı tamamlandıktan sonra, iç mimari tasarım ve uygulama aşamasında, müşterimiz ve yapının mimarı Emir Drahşan ile bir araya geldik. Böylece, nadir bir durum olmakla birlikte, daha iyi sonuçlar üreteceğini düşündüğümüz; müşteri, mimar ve iç mimar olarak üç ayaklı bir projelendirme süreci gerçekleştirdik,” diyen Özdemir, hem müşterinin ihtiyaçları, hem yapının mimari tasarım ideolojisi ile uyum içerisinde çalıştıklarını anlatıyor.

Mimar tarafından binanın kütle kurgusu ailenin yaşamından esinlenilerek oluşturulmuş. Zemin katta, çamaşır odasının yanı sıra, ailenin üç çocuğu için 50 m2 büyüklüğünde bağımsız stüdyo evler tasarlamış. Bu evlerin açıldığı iç avluya giriş dışarıdan, görece daha korunaklı, yarı kapalı bir mekândan yapılıyor. İç avludan ayrıca, heykelsi spiral bir merdivenle ebeveyn katına ulaşılıyor ve burada salon, avluya bakan mutfak, misafir tuvaleti ve yatak odası konumlanıyor.

Özdemir mutfağı, evin kalbi olarak, her yere hâkim bir noktaya yerleştirmiş. İnşaatı dört ay içinde tamamlandıktan sonra, Studio Barbo tüm yaşam alanlarını ihtiyaçlar ve istekler doğrultusunda kurgulamış. “Büyük çocuğun odası, bizim için tasarlaması en heyecan verici mekânlardan biriydi,” diyen mimar Özdemir, “Bu odanın yerleşiminde, banyo ve yatak alanını ayıran yüzeyi; giyinme dolabını, klima iç ünitesini ve banyoya geçiş kapısını içinde barındıracak şekilde, organik bir ahşap yüzey olarak kurguladık. Aynı organik formu yatak başındaki duvarda da devam ettirerek yumuşak ve sakin geçişler oluşturduk. Ayrıca banyoya, projeye dahil olmayan bazı yırtıklar ekleyerek hem duvardan, hem de tepeden ışık gelmesini sağladık,” sözleriyle açıklıyor. Diğer yandan, mimarlık öğrencisi olduğu için beklentilerini net bir şekilde ifade edebilen ortanca çocuğun odasında; yatak, banyo ve oturma alanları arasında geçişler, kot farklılıkları ile yaratılmış. Ayrıca banyosunda, hem oturma hem yatak alanına bakan iki adet kapı açılmış. Oturma alanı ve çalışma alanındaki yarı geçirgen seperasyon ise, kutu profillerin ahşap ile kaplanması yoluyla gerçekleştirilmiş.

Son olarak, ailenin en küçük çocuğu için çalışma/yemek masası ile bir kütüphane tasarlanmış. İç avludan üst kata bağlanan merdiven, yapıya yumuşak bir ışık alımı ve dağılımı sağlarken, aynı zamanda hacmin dikey kullanımıyla iki kat arasında bir sirkülasyon yaratmış. Diğer yandan, salon-mutfak ve yemek alanları bir arada kurgulanarak, devamlılık ve doğayla ilişki maksimum seviyede korunmuş. “Bölücü ara duvarlardan olabildiğince kaçındık. Bu kararımız hem avantaj hem de dezavantaj yarattı. Örneğin, mutfak ve merdiven kovası arasındaki ilişkiyi kesmeyi tercih etmediğimiz için tezgâh üzerinde herhangi bir dolap kullanamadık. Bu sebeple normalden daha büyük, çift taraflı bir ada tercih ettik ve altındaki depolama alanını olabildiğince büyük tuttuk,” diyor Özdemir. Tüm yatak odalarında doğayla iç içe konumlandırılan yataklar, ebeveyn süitinde de aynı şekilde devam ettirilmiş ve yatak merkeze alınarak, devamına iki giyinme odası ve iki banyo yerleştirilmiş.

“Evde yapılacak her eyleme doğanın eşlik etmesini istedik. Bu yüzden, iç mekân planlamasını yaparken meşe kaplama, hazeran, jüt, traverten, masif kütükler gibi doğal malzemeler; keten kumaşlar, sakin, ferah ve açık tonlar kullanmaya özen gösterdik,” diye anlatıyor Özdemir. Tüm sabit ve hareketli mobilyaların Bora Özdemir’in kurucusu olduğu Studio Barbo tarafından tasarlanıp, Barbo Design tarafından üretildiği villada, doğanın önüne geçmeyen, zarif ve modern bir stil yakalanmış.

Mimari tasarım ve uygulama: Emir Drahşan

İç mimari tasarım ve uygulama: Studio Barbo

Studio Barbo kurucu ve tasarımcı: Bora Özdemir

Studio Barbo proje koordinatörü: İç mimar Aslı Ece

Peyzaj mimarı: Ulaş Erayan

SON YAZILAR

BENZER YAZILAR