DENGELİ FÜZYON

Modern ile klasiği harmanlayan tarihi bir köşke konuk oluyoruz. Buket Töre imzası taşıyan projede, mobilya ve aksesuar seçimleri, yapının mimarisi ve ev sahibinin sanat koleksiyonu ile yarışmadan, onları dengeleyen bir bütünlük içerisinde yer almış.

Hazırlayan: Işıl Karahanoğlu

Fotoğraf: Erhan Tarlığ

Emirgan’ın taş döşeli dar sokaklarında arabayla ilerlerken sağlı sollu eski İstanbul evlerine bakmaya doyamıyorduk. Hiçbir detayını kaçırmak istemediğimiz bu güzel semte, Töre Mimarlık tarafından renovasyonu gerçekleştirilen tarihi bir köşkü çekmek için gelmiştik. I. Abdülhamid döneminde iskâna açılan ancak adı daha eskilere, Revan Kalesi’ni IV. Murat’a teslim eden kumandan Emirgûne’ye dayanan semt, şehirde tarihi dokusunu ve mahalle kültürünü koruyan nadir yerlerden. Avlusuna girer girmez bizi hayranlık içinde bırakan köşk ise, sarmaşıklarla kaplı cephesi, ahşap panjurları ve giyotin pencereleri ile bu semtin saklı mücevheri.

Evin renovasyonu, sürdürülebilirliği prensip edinen Töre Mimarlık’ın kurucusu Buket Töre tarafından gerçekleştirilmiş. Projeye başladıklarında, ikinci derece tarihi eser olan yapıyı güncellemeyi ve ömrünü uzatmayı hedeflediklerini söyleyen Töre, iç mekân tasarımında ise yapının karakteristik özelliklerinden ve ev sahibinin sanat koleksiyonundan ilham aldıklarını belirtiyor. Klasik mimariyle uyum gösteren peyzaj düzenlemesinden ilerleyerek eve adım attığımızda, holde beyaz ve gri tonların oluşturduğu hâkimiyeti kıran Haluk Akakça eseri çarpıcı ve unutulmaz bir şekilde bizi karşılıyor.

Hemen girişte yer alan oturma odasında; işlevsellik ve dayanıklılık ön plana alınarak tasarlanan bir bar masası, kenar tutacakları sayesinde kolayca hareket ettirilen iki orta sehpa, karşılıklı yerleştirilen kullanışlı ve geniş koltuklar ile mimar Töre, ev sahibinin arkadaşlarını rahatça ağırlayabileceği keyifli bir alan yaratmış. Sinema ve konsol oyunları için de kullanılan bu odanın en önemli özelliği, dört katmandan oluşan, ses ve ışık geçirmeyen özel bir akustik perdeye sahip olması. Orta katta yer alan salon evin geneliyle bütünlük oluşturacak şekilde modern mobilyalarla döşenirken, araya konan klasik parçalar ile eklektik bir tarza kavuşturulmuş.

“İç mekânlarda sahip olduğumuz yüksek tavanlar tasarımlarımızda etken bir rol oynadı,” diyen Töre, örneğin salonda yarattığı zamansız ve konforlu ambiyansı çarpıcı bir kristal avize ile tamamlamış. Aydınlatma seçimlerini evin konumunu değerlendirerek oluşturduğunu anlatan mimar, “Ön cephesi kuzeye, yan cepheleri doğuya ve batıya bakan yapının ışığı direkt alması, nispeten aydınlık yaşam alanları oluşturuyordu. Bu nedenle aydınlatmaları gün batımı sonrası kullanımını öngörerek seçtim,” diyor. Diğer yandan, alt kat oturma odasındaki gibi burada da ev sahibinin kalabalık arkadaş grubunu rahatça ağırlayabilmesine önem verilmiş.

Salona özel olarak tasarlanan kanepede ceviz ağacı, 35 dansite sünger, kuş ve kaz tüyü kullanılmış. Açık renk keten kumaşla kaplanan bu büyük kanepe mekâna yalın ve ferah bir görünüm katmış. Büyük beyaz kütlesiyle kanepeye uyum gösteren orta sehpa, yarı değerli bir taş olan Calacatta Gold serisinden seçilmiş. Mermerin içerisinde bulunan altın ve gümüş madeni parçacıklar gün ışığı ya da suni ışıkta doğal bir parlaklığa kavuşarak avizenin renk yansımaları ile birlikte sihirli bir atmosfer yaratıyor.

Genel olarak açık renkler kullanılarak tasarlanan salonun yemek bölümünde koyu meşe iskelet üzerine deri kaplama sandalyeler tercih edilmiş; “Böylece hem mekâna spor bir hava kattık hem de özel olarak üretilen 14 mm temperli cam masanın ön plana çıkmasını sağladık,” diyen mimar, yemek masasının karşısına yerleştirdiği büyük aynanın da kalabalık sofralarda görkemli bir derinlik sunduğunu ekliyor.

Üst kattaki ana yatak odasında, oval kıvrımlı mobilyalar yumuşak bir bütünlük oluşturmuş. Zaha Hadid tasarımı Aria avize de odaya dinamik ve modern bir estetik kazandırmış. Salondaki büyük aynanın eşi yatağın yanına yerleştirilerek hem pencereden görünen peyzaj içeri taşınmış hem de mekânda genişlik hissi yaratılmış.

Evin renk skalasına uyum gösteren katlamalı keten perdeler ile karanlık sağlanırken, fon perdeler evin tarihi yapısına gönderme niteliğinde seçilmiş. Yatak odasının balkonunda Fransız model döküm masa ve sandalyeler ile ferforje sarkıt, işlevselliklerinin yanı sıra evin dış cephesi ile zevkli bir uyum yakalamış. Bu katta yer alan diğer yatak odasının klasik çizgisi, Töre’nin özel olarak ürettirdiği cam komodinler ile dengelenmiş. Sade ve koyu renk tercih edilen aydınlatmalar dinamik bir görünüm kazandırmış.

Evin tüm ıslak zeminlerinde olduğu gibi genel banyo için de Calacatta mermerin aydınlık görünümü tercih edilmiş. Tezgâhlarda kullanılan siyah mermer ile ahşap ceviz cilası ise zıtlıktan doğan uyumu sergilemiş. Son olarak bu kattaki çalışma odası, evde klasik tarzda döşenen tek mekân olarak farklılık gösteriyor. Antika daktilonun dışında işlevsel olmayan hiçbir dekoratif obje barındırmayan oda, konsantrasyonu en üst seviyede tutmak üzere kurgulanmış. Tarihi unsurları muhafaza ederek, modern mobilyalar ile antika parçalar arasında dengeli bir birliktelik kuran mimar Buket Töre, İstanbul’a bir ilham perisi kazandırmış.

SON YAZILAR

BENZER YAZILAR