Ana SayfaTasarımCustom Line'ın En Yeni Yıldızı: Navetta 30

Custom Line’ın En Yeni Yıldızı: Navetta 30

Antonio Citterio Patricia Viel ve Filippo Salvetti imzasını taşıyan Navetta 30, suyun üzerindeki yeni sanat eseri olarak süzülmeye başladı. Doğal malzemeleri en iyi işçilikle buluşturan tasarımıyla özgürlüğü yeniden tanımlayan süperyat, Ferretti Group’un Custom Line markasının yeni yıldızı.

Yeni Custom Line Navetta 30, denizdeki yolculuğuna başladı. Ferretti Group’un mühendislik departmanı ve Piero Ferrari öncülüğündeki bir komitenin iş birliği ile ortaya çıkan 28.43 metre boyutlarındaki süperyatın dış tasarımı Filippo Salvetti, iç mekân tasarımı ise Antonio Citterio Patricia Viel Design Studio tarafından yapıldı.

Navetta 30’a dair merak ettiklerimizi Antonio Citterio’nun kurucu ortağı Patricia Viel’e ve Ferretti Group CEO’su Alberto Galassi’ye sorduk. Navetta 30’un iç mekân tasarımından bahseder misiniz?

Yatın dış tasarımı ile nasıl bir ilişki kurdunuz? Patricia Viel: Bir yatın içini tasarlamak, statik bir mimari yapıyı tasarlamaktan çok farklıdır. Yatın suyla teması ve navigasyonu sırasında sürekli değişen görüşü artıran bir tasarım oluşturmak için iç ve dış mekân tasarımı entegre ve analitik bir yaklaşımla bir araya getirilir. Biz de mekânları olabildiğince birbirine bağlayıp dış güvertelere açmaya çalışarak denizdeki yaşamı bir deneyime dönüştürmek istedik.

Tasarım sürecinde size neler ilham verdi? Navetta 30’un tarzını nasıl tanımlarsınız?

P.V.: Doğayla iç içe bir tatil deneyiminin ilham verdiğini söyleyebilirim. İster okyanusla ister dağlarla çevrili olun, doğa kendimizle ve çevremizle yeniden derin bir ilişki kurmamıza yardımcı olur. Navetta 30’un iç mekân tasarımına bu fikir rehberlik etti. Sportif tasarımı zarif bitişlerle birleştiren bu proje, çıplak ayakla yürümeye müsait, zahmetsiz ve gayri resmi bir deneyim sunuyor.

Kullanılabilir alanı en üst düzeye çıkaran tasarım, aynı zamanda çağdaş ve rahat bir evi anımsatıyor. Mobilya çözümleri ve tercihleri nasıl oldu?

P.V.: Yatları yüzen lüks evler olarak görmüyoruz; bir tekne sadece bir teknedir. Tüm tasarım sürecimizi yönlendiren düşünce de buydu. Evlerde veya otellerde bulabileceğiniz mobilya parçalarını uyarlamak yerine deniz yaşamı için yaratılmış iç mekânlar tasarlamak istedik. Navetta 30’daki her bir mobilya özel yapım olmasının yanı sıra bağımsızdır da. Bu sayede alanlar çok daha esnek ve kişiselleştirilebilir hale getirilmiştir. Yat tasarımı genelde mobilyaların teknenin formuna dâhil edilmesiyle ilgili oluyor fakat biz teknenin ve mobilyaların ne olduğu konusunda bir ayrım yapmaya karar verdik. Navetta 30’un mobilyaları, alan kullanımını en üst düzeye çıkarırken teknenin formuna uyum sağlayacak şekilde özel olarak üretildi. Düzgün çizgiler, dengeli hacimler ve uyumlu formlar, doğal deri, masif ahşap ve çok katmanlı ahşap zanaat işleriyle birleşiyor. Fiberglass üzerine kuvars ile baskı yapılarak oluşturulan küçük noktalarla duvar kaplamasına verdiğimiz dokunsal algıyı da çok seviyorum.

Navetta’nın tasarımında sanat ve teknoloji nasıl yer buldu?

P.V.: Projede karbon fiber gibi yüksek teknoloji ürünü deniz malzemeleri detaylarla mükemmel bir şekilde entegre ediliyor. Deniz ortamının çok özel gereksinimleri vardır, koşullar zorlaştığında tasarımdaki hatalar ölümcül sonuçlara yol açabilir. Teknolojik ögeleri yönetmek sadece konforla ilgili değildir, her şeyden önce güvenliği sağlamak gerekir. Dahası, mimarlığın bizim için ne anlama geldiğini her zaman aklımızda tutuyoruz, mimarlık duygu uyandırır, zekâyı harekete geçirir ve yaşamın niteliklerini yansıtır.

Navetta 30’u özel yapan nedir ve Custom Line’ı bu yattan başlayarak Navetta serisini yenilemeye yönelten faktörler neler?

Alberto Galassi: Bu, Custom Line dünyasında kesinlikle yeni bir bölüm başlangıcı ve yeni bir tasarım boyutu. Rahatlığı ve denize açılmayı hayattan keyif almanın en iyi yolu olarak gören sahibinin refah arayışında ileriye doğru atılmış bir adım. Denize açılmanın tarihsel belleğine dönüşü temsil eden ve onu çağdaş bir şekilde yorumlayan romantik ve çekici bir yat bu. Mimar Filippo Salvetti’den mimarların nadiren kabul ettiği bir şey yapmasını, kendi vizyonunu yeni nesil Navetta’ya katmasını istedik. Ancak Custom Line’ın özgün Navetta çizgisinden tamamen farklı bir yat olamazdı. Serinin doğal bir evrimi olmalıydı. Burada harika bir iş yapıldığını düşünüyorum. Mevcut olanı değiştirmeden elde edilen ve başarısı göz önüne alındığında uzun yıllar boyunca var olmaya devam edecek yeni bir ürün bu. İç mekândaki yenilikçi tasarım şeması, Antonio Citterio Patricia Viel ile yaptığımız ilk iş birliği sonucunda geliştirildi ve projede belirgin iz bıraktılar. Serinin geri kalanıyla ayırt edici bir karakter elde etmek için iç mekân tasarımında çok çaba sarf edildi çünkü iç ve dış mekânlar arasında tam entegrasyon ile güç bir denizcilik çağrışımını sürdürmelerini fakat daha az resmi ve daha fazla yaşam tarzı odaklı olmalarını istedik.

Küresel salgının süperyat endüstrisi üzerinde ne gibi etkileri oldu?

A.G.: Pandemi yatçılık da dâhil olmak üzere pek çok endüstri için büyük bir stres testi oldu. Koronavirüsün hızla yayılması, vrupa ve Dünya çapındaki dama tahtası kapanışları ile birlikte sürecin daha uzamasına neden olunca küresel denizcilik pazarları üzerinde büyük etkiye sahip oldu. Ancak, son yıllarda yaptığımız gibi, yeniliğe ve yatırıma devam etmenin uzun vadede kazançlı bir ilerleme sağlamak adına önemli olduğuna yürekten inanıyoruz. Yat şovları ertelendi veya iptal edildi fakat müşterilerimiz için daha özel formüller geliştirerek veya kişisel randevular organize ederek kaybedilen zamanı telafi ediyoruz. Serinin en iyisi veya lüks olarak tanımlanabilecek şeyler çok fazla zarar görmedi, hatta üretim süreleri zamanında teslimat garantili olarak en iyi şekilde yönetildi. Yani sadece sipariş iptalleri almadık bu süreçte, Custom Line Navetta 30 projesini önceden duyurmuştuk ve Ekim sonunda tanıtımını yaptık.

Custom Line, 2020 yılında tam 14 yatın lansmanını yaptı. Custom Line markası ile sanat arasındaki bağlantı sektörde iyi bilinir, sizin sanata ve yatçılığa olan tutkunuz da öyle. Sanat ve yatçılığı nasıl birleştiriyorsunuz?

A.G.: Custom Line’ı tercih edenler markanın felsefesine dâhil olmaya karar veriyor aslında. “The Art of Going Beyond” yani her koşulda maksimum emniyet sağlayan ve tam konforla yelken keyfi yaşatan süperyat ile denizde uzun mesafeler kat etmek. Armatörler arasında, evlerinde yaptıkları gibi yatlarına da farklı bir dokunuş katmak için sanat koleksiyonlarından seçtikleri parçaları yatlarına getirmeleri yaygındır. Bir yatın sahibine ve misafirlerine adanmış “özel bir yüzen müze” olması konseptine bayılıyorum. Gemideki sanat muazzam bir ayrıcalık verir, denizin yansımaları ve güzelliği ile büyülenirken farklı ışık tonları altında sanat eserini takdir edebileceğiniz meditasyon zamanı sunar.

Fotoğraflar: Custom Line

SON YAZILAR

BENZER YAZILAR