Ana SayfaKültür & SanatSÖZLERİN ÖTESİNE BAKMAK

SÖZLERİN ÖTESİNE BAKMAK

Bu yıl dördüncüsü gerçekleşen Uluslararası Mardin Bienali, sözcüklerin ötesindeki duygulara işaret ediyor.

Göz alabildiğince uzanan bir düzlük… Mezopotamya’da olduğunuzu bilmeseniz ufuk çizgisinin aslında deniz olduğunu düşünebilirsiniz. Hâlbuki tam da deniz olduğunu sandığınız yerde Suriye var. Mardin bütün renkleri, kültürel mirası ve ışıklarıyla nefes almaya devam ediyor. Şehrin çeşitli mekânlarına ve kamusal alanlarına yayılan bienalin kavramsal çerçevesi de konumlandığı coğrafyadan ilham almış gibi, bazen sözcüklerin de ötesine bakmak gerekiyor dercesine, “Sözden Öte” teması etrafında şekilleniyor. Bienal, Fırat Arapoğlu, Nazlı Gürlek ve Derya Yücel’in küratörlüğünde üç farklı alt başlığa göre kurgulanmış. Mardin Bienali’nin Kreatif Direktörü Döne Otyam ile bir araya geldik.
Mardin Bienali’nin hazırlık süreci nasıl geçti?
Küratörlerimizle ön konuşmalarda Mardin coğrafyasını uzun uzadıya konuştuk. Fırat Arapoğlu 2. Bienal’den beri bizimle birlikteydi. Zaten Mardin’i ve şartları iyi biliyordu. Derya Yücel ve Nazlı Gürlek de ekipteki Mardinli arkadaşlarımızla bolca konuşmuştu. Üç küratör de farklı görsel ideolojilere ve poetik bakışlara sahipti doğal olarak. Bienalin küratör ekibi ilk toplantılarda farklı coğrafyaların ve içinde yaşadığımız toplumsal, siyasal, gündelik iklimin içinde “sözün” neresindeyiz diye sorarak başladı. Sanatın dili ve sanatçıların üretimlerinin “sözün” ötesinde
bir hakikati işaret etme niteliği noktasında aynı düşüncelere sahiplerdi. Tüm ekibin mutabık kaldığı nokta “sözün” ötesinde bir dilin oluşturulması ve bunun sunulma pratikleri üzerineydi. Bunun ardından, birbirleriyle etkileşimli bir biçimde bireysel küratöryel bakışlarını ifade eden alt başlıklar oluşturdular ve bu eksende çalışan sanatçıların seçimiyle devam ettiler. “Sözden Öte” neler anlatıyor? Küratörlerin bize sunduğu başlık hepimizin heyecanlanmasına neden oldu. Özellikle bu dönemde. Fırat Arapoğlu son dönemlerinde ağırlıklı olarak coğrafya, mekân, yürüme ve manzara kavram ve eylemleri odaklı projeler üzerinde çalışıyor ve Sonsuz Bakış teması altında eksik olan bakış nasıl tamamlanabilir ve yeni coğrafi, mekânsal ve manzaraya dair perspektifler nasıl ortaya konabilir soruları ekseninde ilerledi. Nazlı Gürlek ise Beden Dili başlığı altında, bedenin fiziksel varlığına ve bedensel ifade biçimlerine odaklanan işleri bir araya getiriyor. İnsan bedeninin hem
her tür kişisel deneyim ve belleği hem de kuşaklar boyu aktarılan gelenek, sembol ve değerleri taşıyan bir bagaj olduğu fikri, Gürlek’in çıkış noktasını oluşturdu. 

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

SON YAZILAR

BENZER YAZILAR