İLHAM ALDIĞIM HER ŞEY, GEZİP TOZDUĞUM HER YER MARIE CLAIRE MAISON’A ÖZEL DEKORATİF BAKIŞ AÇISIYLA BURADA…
NİŞANTAŞI’NA ÇOK RETRO BİR MEKÂN
Bodrum Gündoğan’daki Sail Loft’u bilirsiniz. Türkbükü ya da Yalıkavak’taki eller havaya eğlencesinden kaçanların sığınağıdır Sail Loft. Bir kere her zaman iyi müzik vardır. Kitlesi cool’dur, bohemdir. Pazar akşamlarının vazgeçilmezi ise Jabbar’ın canlı performansıdır. Mekâna bu ruhu veren tabii ki sahibi Arda Önen. Geçtiğimiz ay Arda, aynı ruhu İstanbul’a da taşıdı. Sail Loft’un bir tür kışlığı gibi olan Retro Society adını verdiği yeni mekânını Nişantaşı Topağacı’nda açtı. Retro Society, adından anlaşılacağı retro bir dekorasyona sahip. 70’li yılların çizgilerinden oluşan ama aynı zamanda günümüzden esintiler de taşıyan bir kimlik yaratılmış. Mekânın en önemli özelliği ise sadece ve sadece plak çalınması. Sırf plak seti bile görmeye gidilir, öyle söyleyeyim.
YAZLIK MEKÂNLARA HAZIR MIYIZ?
Yaza pek az kaldı, sıkın dişinizi! Peki bu sezon yeni yazlık mekânlar var mı? İşte ufukta görünenler.
• İSTANBUL: Kuruçeşme’de uzun süreden beri açılması beklenen, eski Reina benzeri, içinde birçok restoran barındıracak mekân nihayet bu yaz açılıyor. Mekânın adı Oligark. Oligark ne demek? Rusya’da komünizm sonrası ortaya çıkan bir kavram. Kamu varlıklarını satın alıp büyük servet yapan iş insanları için kullanılmıştı. Oligark adlı mekân da sanırım ya sadece Ruslara hitap etmek istiyor ya da über zengine. Bu arada Oligark’ın Haziran’daki büyük açılışı öncesi mekânın içinde yer alan Bey adlı restoran faaliyete geçti bile.
• ÇEŞME: Bu yaz Çeşme hareketli olacak gibi. İki yeni mekân söylentisi var. Kesin olan Tac Mahal. Ovacık’taki Before Sunset’in yanına konuşlanacakmış. Diğeri ise Budva. Onun da Dalyan’daki Momo Beach’in çok yakınına açılacağı konuşuluyor. Momo demişken; köy içindeki Momo bu yaz Hammam oluyor. Bir diğer yenilik ise Alaçatı’daki Madeo’nun yanı başına Klein’ın açılıyor oluşu. Klein böylece Bodrum’daki yazlığını kapatıp Çeşme’ye taşınmış oluyor.
AYDINLATMASI EN İYİOLAN MEKÂNLAR
En küçük kafe bile artık iyi bir mimarla çalışıp ortaya gayet zevkli bir mekân çıkartıyor. Kısacası o konuda iyiyiz. Bazen özgünlük problemimiz oluyor tabii, ama o ayrı. Yine de her mekân sahibi havalı bir ambiyans yaratabilme uğruna kesenin ağzını açıyor. Tek başarılamayan şeyi söylüyorum: Aydınlatma! Çoğu İstanbul mekânının aydınlatması o kadar fena ki… Bir türlü ortayı tutturamıyorlar. Bazen içerisi çok ama çok aydınlık oluyor. Bazen de gereksiz yere karanlık… Bu yüzden de mekânın mobilyaları bazen çok iyi görünüyor bazen de berbat. Aydınlatması en iyi olan ve dolayısıyla içerdeki dekorasyonun ruhunu doğru biçimde yansıtan mekânlar ise şöyle:
• Must
• Soho House İstanbul
• La Boom
• Fenix
ŞEHİRDEKİ BAHAR YENİLİKLERİNİ TAKİP EDİN
• Çukurcuma’daki meşhur kafe restoran Cuma sessiz sedasız bir gizli bar açtı: SalonCuma. Sadece perşembe ve cuma geceleri açık olan mekânda canlı performanslar da olacakmış.
• Kimin satın alacağı merak konusu olan Bebek Otel’i Muzaffer Yıldırım aldı. Satın alır almaz da oteli hızla dönüştürmeye başladı Yıldırım. Öyle ki Mahmut Anlar ve ekibi oteli The Stay olarak Mayıs’a yetiştirecekmiş.
Şu an çok konuşulan şeylerden biri bu.
• Doğan Akbaş ve Mert Özsarıkaya’nın açtığı modern meyhane Lüsyen, Karaköy’ün yenilerinden. Mekânın Hamsi Tempura’sı şimdiden popüler olmuş durumda. İlerleyen saatlerde Lüsyen’de müzik yükseliyor ve gece yarısına dek eğlence sürüyor. Yemek sonrası eğlence devam etsin isteyenler için iyi bir seçenek.
BU AY İYİ YEMEKLER YİYEYİM DİYORSAN…
Son dönemde açılan şef restoranlarına dadanmak en güzeli. Yeniköy’deki Araka’ya, Nişantaşı’ndaki Alta’ya, Kuruçeşme’deki Alaf’a ve Balat’taki Smelt&Co’ya…
Hazırlayan : ONUR BAŞTÜRK
