Kısaca kendinizden bahseder misiniz?
Bu soruyu yanıtlarken ismimden başlamam gerekir herhalde. Soyadımdan da anlaşılacağı gibi, gözlükçü bir aileden geliyorum. Hatta ailem Türkiye’nin ilk gözlükçüsü ve ben de bu ailenin mesleki anlamda 4. kuşak temsilcisiyim. Alman Lisesi ve ardından Işık Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünden mezun olduktan sonra profesyonel anlamda gözlük sektöründen biraz uzak kaldım aslında; ama gözlükçülüğe olan ilgim devam etti. Kurumsal çalışma hayatıma devam ederken “Azir Miza” projesi ile gözlük sektörüne geri döndüm. Tamamı el yapımı olan gözlüklerimizi Asmalımescit’te stüdyo/atölye olarak kullandığım atölyede kardeşim Tevfik Rıza Gözlükçü ile beraber tasarlayıp beraber üretiyoruz.
“Azir Miza” ismi nasıl ortaya çıktı?
Marka ismi olarak dedemizin de ismi olan “Hazım Rıza”yı kullanmak istiyorduk, bu konuda yaptığımız fikir teatileri sonucunda da aslında ismimin tersten yazılışı olan “Azir Miza”da karar kıldık.”Azir Miza” dedemin ve benim ismimizi temsil eden, özgün bir seçim oldu.
Tasarımlarınızı beş kelimeyle anlatmanızı istesek, bu beş kelime neler olur?
Klasik, uçuk, farklı, özel, heyecanlı.
Sizce gözlükleriniz en çok nereye yakışıyor? Şehir merkezine mi yoksa deniz kenarına mı?
Artık birçok insan mevsim ayırt etmeden yanında güneş gözlüğü olmadan dışarı çıkmıyor. Ben de şahsen bunlardan biriyim. Hatta “Azir Miza” gözlüklerimin dışında, beğendiğim markalara ait kişisel bir koleksiyonum var. Güneş gözlükleri birer koruma aracından çok günlük tarzımızı tamamlayan aksesuarlar haline geldi, bu yüzden gözlüklerimizin deniz kenarından çok şehre yakıştığını düşünüyorum.
www.azirmiza.com
[imagebrowser id=1483]
