Ana SayfaEn Yeniler & TrendlerGÖKTEN ÜÇ ELMA DÜŞMÜYOR

GÖKTEN ÜÇ ELMA DÜŞMÜYOR

İlk romanınız “Gökten Üç Elma Düşmüyor” çıktı. Romanın konusu nedir?

Kitabımda günümüz  kadınından ve erkeğinden izler var. Kısaca özetlemem gerekirse; Dışardan bakıldığında Allah’ın sevdiği kadınlardan biri  Arya;  Sağlıklı, güzel, iyi eğitimli, varlıklı.  Ama yetmiyor. Sevilmek, hayatı  paylaşmak, kadınlığını yaşamak istiyor.  Kırklı  yaşlar kadının  en kuvvetli  ve en güzel olduğu yıllar  olmasına rağmen; mahalle baskısıyla özgüvenin yerini endişeye bıraktığı yaşlar oluveriyor birdenbire. Arya’nın  hayatında da endişe bazen Berk  bazen Doruk oluyor.  Aşktan ziyade kaybetme korkusu  görüneni görünmez yapıyor  ve bu kadarı da romanlarda olur dediğimiz olaylar arka arkaya geliyor.  Güvenin ve sığınılacak  limanın adı ise hiç değişmiyor. Duru. Dışardan  bakıldığında   ne şanslı  dediğimiz ama  kendi içinde düğüm düğüm olmuş, aşkı aradıkça başka  dünyalara açılmış  başka bir  kadın. Demografik özellikleri birbirine çok yakın bu iki kadının ortak noktaları duygusal yalnızlıkları… Yaşadıkları karşılıksız aşklar ve aldatılmışlıklar var. Bir şekilde yolları kesişiyor ve dost oluyorlar. Birbirlerine karşı duyguları zaman zaman  farklı şekilde yoğunlaşsa da, birbirlerine ilaç olmaya, yol arkadaşı olmaya devam ediyorlar. Yıkmayan darbe güçlendirir misali aralarında çok güçlü bir bağ oluşuyor. Her ikisi de onları zehirleyen Aşk’ın  panzehrini arıyor. Ve gerçek hayatta “gökten üç elma” düşmediğini görüyorlar.

Kadınlık/ kadın olma hali, Türkiye’de kadın olmak gibi konularla yakından ilgileniyorsunuz. Türkiye’de kentli, özgür kadın olma hali günümüzde neye işaret ediyor? 

Kadınlıktan  önce insan olarak temel haklara ne kadar sahip olunduğu benim içi daha önemli.  Kendi hayatı ile ilgili  kararları alabiliyor mu, tercihlerini ve beklentilerini rahat  ifade edip istediği gibi yaşayabiliyor mu? Ben kendimi bu anlamda her zaman şanslı bulmuşumdur. Şanslı olmam hemcinslerimin sorunlarına ilgi göstermemi engellemedi. Gerek profesyonel  olarak iş hayatımda yaptığım projelerde gerekse özel hayatımda hemcinslerimin sorunlarına dikkat çekmeye gayret ettim. Bunun yanında; kadın istediği   kadar  kentli  ya da    özgür olsun  yaşadığı  toplumun değer yargıları, örf ve adetlerin üzerinde yarattığı bir baskı  oluyor.  40’lı yaşlarında, ayakları üzerinde duran, toplum içinde iyi bir  statüye sahip  nice kadınların anne ve babaların değer yargılarına uymadığı için  ilişkilerini gizlediklerini biliyorum. Türkiye’de kadının özgürlüğü bence sayfalarca yazı konusu olabilir. Ben biraz öncede söylediğim gibi  kadından önce insani haklarını çok önemsiyorum.

Yazma pratiğinizden bahseder misiniz? Yazmak sizin için ne anlama geliyor?

Yazmak benim için bir ihtiyaç, bir refleks.  Çok hayal kuran bir çocuktum.  Hayallerimi dizi film kıvamında yaşardım.  Zamanla başkahramanı olduğum bu hayalleri yazıya dökmeye başladım.  Günlük tutma alışkanlığım ise hep vardı. Şimdi gelişen teknolojiyle bir bellek oluşturmak çok kolaylaştı ama ben unutmak istemediğim  her  olayı yazıya dökme alışkanlığımı bırakmadım. Hala durmadan yazar ve not alırım. Zamanla kendim dışında da konularda yazmak istedim ve yeni hayalim bir  roman oldu.

SON YAZILAR

BENZER YAZILAR