Ana SayfaEn Yeniler & TrendlerDoğanın içinde huzurlu bir mimari

Doğanın içinde huzurlu bir mimari

Doğayla bütünleşmiş modern bir ev “Shell House”. Ünlü Japon mimar Kotaro Ide tarafından tasarlanmış. Deniz seviyesinden 3.000 m yükseklikteki bir ormanın ortasına sere serpe uzanmış ferah ve kullanışlı bir hafta sonu evi. Bir uzay gemisine benziyor ama bir deniz kabuğunu da andırmıyor değil!

Japonya’da doğayla baş başa olmak önemli… Başka hangi ülkede kiraz ağacına saatlerce bakıp temaşa eylemek bir ulusal hobi olabilir ki? Oysa giderek kentleşen bir topluma dönüşen bu ülkede doğayla bağlantı ancak Karuizawa gibi yaz ayları serin geçen, bol ağaçlıklı, şelaler ve ılıcalarla bezenmiş yörelere kaçamak yaparak mümkün olabiliyor.

Shell House (Kabuk Ev), ünlü Japon mimarı Kotaro Ide ve Artechnic tarafından, Tokyo’dan 160 kilometre uzaklıkta, deniz seviyesinden 3.000 m yükseklikteki Karuizawa’da, bir ormanın içine inşa edilmiş. Ide’ye göre hafta sonu evi, içeri adım attıkları andan itibaren ev sakinlerinin gevşemelerini ve dinlenmelerini sağlamalı. Nitekim işi evin bakımı asgariye indirmekle başlıyor. Yaz aylarında iç mekânın klima kullanmadan serin olmasını, kışın ise her hafta sonu karmaşık ayarlara gerek duymadan ve sıkıntıya girmeden kuru ve sıcak kalmasını sağlayacak çözümler tasarlıyor. Böylece ev en temel kimliğine kavuşuyor: Doğa güçlerine karşı sığınılabilecek güvenilir bir korunak. Böylece ev sakinleri diledikleri gibi dışarı çıkıp doğayla bütünleşebilecekler ya da evde oturarak doğadan zevk alabilecekler. Üstelik evle uğraşmadan keyiflerine bakabilecekler.

Ide, inşaatta ahşap yerine, yörede tabu addedilen basınçlı beton kullanmaya karar veriyor. Betonun kolay şekil alabilirliği, neme dayanıklılığı ve soğuğa karşı yalıtım sağlaması cazip geliyor. Evi manzarayla bütünleştirme konusunda hayalinde canlanan imge ise dünyaya zorunlu iniş yapmış bir uzay gemisi! Etrafını kaplayan bitki örtüsü zaman içinde onu tamamen örtecek ve ev böylece ormanın bir parçası haline gelecek.

Ev bir uzay gemisi görünümünde, ama aynı zamanda kabuklu bir deniz yaratığını da andıran, organik bir forma sahip… J harfi şeklinde kıvrılan bu form evin dışını bir zarf gibi kaplıyor. İç kısmında ise bir tarafı boydan boya camla kaplı oval bir koridor olarak uzuyor. Bu formu, yatay bir düzlem üzerinde aynı yöne bakan ve oval cepheleri tamamen camla kaplı iki kanat tamamlıyor. Dışarıyla bağlantı ise çok sayıda kapıyla sağlanıyor. Ortak kullanım alanları olan mutfak ve salon gibi bölümler alt katta konumlanmış. Üst katta ve salonun arka kısmında ise yatak odaları ve özel alanlar bulunuyor. Yalnızca bu bölümde, istenirse perde kullanılabiliyor.

Evin tüm alanlarının baktığı ahşap güverte, tek bir ağacı sarmalıyor. Beton kabuk da dolanıp, bir Şodoo ustasının fırça darbesinden çıkmışçasına incelerek ağacın etrafında yarım bir tur yapıp güverteyle bütünleşiyor. Güverte ve merdivenlerdeki havalandırma panjurları (louvre) sayesinde ciddi enerji tasarrufu sağlanıyor. Panjurların yarattığı hava dolaşımı sayesinde ev yazın serin, kışın kuru ve sıcak kalıyor. Bu aynı zamanda kirli havanın dışarı atılmasına da yarıyor.

Evi kaplayan beton kabuk beyaz renkte, iç ve dış zemin ise ahşap kaplı. Bildik mobilya yerine daha çok yarı gömme banklar ve sedirlerle sehpalar tercih edilmiş. Oturma gruplarının üzerine beyaz yastıklar yerleştirilmiş. Bir tek mutfaktaki yemek masasının etrafında, genel pastel havayı kıran kırmızı koltuklar mevcut.

Evin güvenliği kameraların bağlı olduğu merkezi kontrol sistemiyle sağlanıyor. Eve giriş çıkış için ise parmak izi şart.

[imagebrowser id=1099]

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

SON YAZILAR

BENZER YAZILAR