Tropikal denince akla yalnızca coğrafi bir bölge değil,aynı zamanda kendine has bir yaşam biçimi de canlanır akıllarda. Sıcak bölgelerde doğayla iç içe yaşayan tropik evlerin çarpıcı ve zamansız stiline yol alıyoruz bu ay.
Ekvator’un kuzey ve güneyinden geçtiği varsayılan iki enlemi kapsayan ve namı dünyanın dört bir yanına uzanan tropik coğrafya, hem iklimi hem de yaşam stili ile çoğu kişinin hayal gücünde cennet kavramını yansıtıyor. Alman yayınevi Gestalten’in yayınladığı “Living Under the Sun” bu geniş alana yayılan yerel tasarım geleneklerini yansıtan, modern ve samimi evlerin çarpıcı bir sunumu. Okuyucuyu tropik iç mekân ve mimari anlayışının derinliklerine dair müthiş bir görsel şölene taşıyan kitap, güneş altında, ılık bir iklimde yaşamını devam ettiren ülkelerin zamansız, tazelik barındıran dekorasyon anlayışının renklerini zarif bir şekilde taşıyor sayfalarına. Tropik iklimin yalnızca ılıman olarak düşünülmesinin bir şehir efsanesi olduğunun altını çizen kitap, bu gibi bölgelerde mimarinin düşünüldüğünden daha zor olabileceğini gözler önüne seriyor. Bu coğrafyada yaşam, deniz, kum gökyüzü ve güneş gibi dış etkenler ile iç dünyamızı dengeli ve akıllı bir biçimde bir araya getirebilmeyi dünyanın herhangi bir bölgesinden çok daha fazla talep ediyor. Beyaz kumlu plajlar ve palmiye ağaçlarının ötesinde aynı zamanda fırtınalı veya aşırı kuru sezonlara ev sahipliği yapan tropik bölgelerde, her mimarın karşılaştığı en büyük tasarım zorluğu temiz havanın ve gün ışığının yaşam alanına dâhil olmasını sağlarken, yağmur ve sert güneş ışığına karşı önlem alabilmek.
insanlık kavramları arasındaki birliği sembolize eden Shinto’dan ilham alan Tomoe villaları, geometrik ve sıradışı bir tasarıma sahip.
Kitapta, tropikal bir şehir mimarisinin nasıl estetik ve lüks ancak bir o kadar da temel ihtiyaçlara hitap eden birer sığınma alanına dönüştürüldüğüne şahit oluyoruz. Yemyeşil ve egzotik doğanın zorlu koşullarının modern mimari anlayış ve yeni teknoloji eşliğinde nasıl ele alındığını görüyoruz. Göz alıcı villalardan şehir evlerine, yağmur ormanlarının ortasında yer alan kabin ve kulübelere kadar geniş bir yelpazedeki tropik tasarımları kapsayan kitap, çağdaş mimarinin en iyi örneklerini okuyucuyla buluşturuyor. Kentleşmenin giderek arttığı bu günlerde tasarımcıların yerel kültürler ile yeni teknolojileri kapsayan inşaat tekniklerini tropik mimariye adapte etmeleri zorlu bir mücadele gerektirse de, Mumbai merkezli Note-D tasarım stüdyosu, CDM Architects, Arthur Casas ve Wilbert Das, kitapta bu mücadeleyi ustalıkla ele alan isimlerden yalnızca bir kaçını oluşturuyor.
Meksika’nın San Juan de Alima bölgesindeki CDM Architects imzası taşıyan ev, kitapta doğayla iç içe olan önde gelen tasarım projelerinden biri. Proje, deniz seviyesinden 20 metre yükseklikte bir koyda yer alan ve mimarların ev, tepe ve deniz arasında görsel ve mekânsal bir ilişki kurmaya çalıştığı, doğayı ve beslenmeyi sentezlediği bir platform üzerinde duruyor. Evin, okyanus manzarasının yanı sıra, tasarımı yerel olarak üretilmiş kereste ve palmiye ile tasarlanan ana meydanı öne çıkıyor. Lamine ahşap sütun ve kirişlerinin sedir ağacından yapıldığı ev, ferah ve şık bir yaşam alanına götürüyor okuyucuyu. Mumbai yakınlarındaki Alibag sahil bölgesinde yer alan Tomoe villaları ise lüks bir görünüme sahip. Aynı zamanda iç ve dış mekân mimarisi arasındaki farkı en aza indirgeyen konforlu bir biçimde tasarlanmış. Sarmal geometrik bir yapı sayesinde villalar, yarı açık ve kapalı, gölgeli, dingin bir yaşam alanını simgeliyor. Elmas şeklindeki pencereler ise, sıra dışı bir şekilde ve ağaçları çevreleyecek biçimde kümelendirilmiş. Kitapta yer alan göz alıcı evlerden bir başkası ise Brezilya ormanlarına götürüyor bizi. Brezilya’lı mimar Arthur Casas’ın tasarladığı ev kitapta şu sözlerle anlatılmış: “Bir mimarın kendi evi dış dünya ile olan ilişkisinin en iyi ifadesi olabilir, ancak bazen mimarlar bile Brezilya’da bir ormana kaçmaya çalışır.” Evin yer aldığı yemyeşil, ormanlık alana doğru bakan iki metre yüksekliğindeki cam duvarlar, egzotik dış mekânların
yaşam alanına dâhil edilmesini sağlayan en güzel unsurlardan olmuş. Brezilya’da masalsı bir tasarıma imza atan bir diğer isim ise İtalyan moda markası Diesel’in on yıldan uzun bir süre boyunca yaratıcı yönetmenliğini yapan ünlü Hollandalı tasarımcı Wilbert Das. Bahia kentindeki bu sade ancak dikkat çekici ev, modern, Avrupai kimliği ile dikkat çekiyor. Kitapta Das’ın, geleneksel inşaat yöntemlerini kullanmak, organik malzemeleri geri kazanmak ve evin çevresine saygı göstermek için yerel esnaflarla iş birliği yaptığı anlatılıyor. Örneğin, verandanın döşeme tahtaları çevredeki ağaçlardan tasarlanarak, bizim doğaya değil, doğanın bize ev sahipliği yaptığını hatırlatır nitelikte. Living Under the Sun, tropikal kültürü ve yaşam biçimini unutulmaz evlerle kutluyor.
Hazırlayan : MERGİM ÖZDAMAR
